İdare HukukuKamu Hukuku

19 Haz 2025

15 min read

40 okundu

İdari Yargıda Yürütmeyi Durdurma Kararı

Yürütmeyi Durdurma Kavramı ve Hukuki Önemi

İdarenin işlemleri, kural olarak, “hukuka uygunluk karinesi” uyarınca geçerlidir ve yargı denetimi tamamlanıncaya kadar yürürlükte kalır. Ancak bazı durumlarda, idarenin işleminin hemen uygulanması birey açısından telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurabilir. İşte bu noktada yürütmeyi durdurma kararı, bireyi koruyan ve idarenin işlem gücünü sınırlandıran en etkili yargısal araçtır.

“Yürütmeyi durdurma, idarenin gücüne karşı bireyin hukuki güvenliğini koruyan en dinamik yargısal mekanizmadır.”

Bu kurum, idari yargının temel ilkelerinden biri olan hukukun üstünlüğü ilkesinin somut bir yansımasıdır. İdari işlemlerin yargısal denetimi, sadece iptal kararıyla değil, aynı zamanda yürütmenin durdurulmasıyla da etkili hale gelir.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Hukuki Dayanağı

Yürütmeyi durdurma kararı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 27. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:

“Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.”

Bu hüküm, yürütmeyi durdurma kararının iki temel koşulunu ortaya koyar:

Açık hukuka aykırılık,

Telafisi güç veya imkânsız zarar olasılığı.

Her iki şartın birlikte bulunması, yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için zorunludur.

Yürütmeyi Durdurma Talebinin Hukuki Niteliği

Yürütmeyi durdurma kararı, esas itibarıyla geçici nitelikte bir tedbirdir. İptal davasının sonucunu beklerken bireyin ve kamu yararının dengelenmesini sağlar.

1. Tedbir Niteliği

Bu karar, esas davanın sonucunu belirlemez; yalnızca işlemin uygulanmasını geçici olarak durdurur.

2. İhtiyati Tedbirden Farkı

Yürütmeyi durdurma, özel hukukta uygulanan “ihtiyati tedbir”den farklıdır. İhtiyati tedbir, taraflar arasındaki özel hukuki ilişkilerde uygulanırken, yürütmeyi durdurma kamu gücüne dayanılarak tesis edilmiş idari işlemleri etkisiz hale getirir.

3. Kamu Yararı – Bireysel Hak Dengesi

Mahkeme, yürütmeyi durdurma talebini değerlendirirken, bir yandan bireyin hakkını korumayı, diğer yandan kamu hizmetinin aksamamasını gözetir. Bu, idare hukuku denetiminde hassas bir denge unsurudur.

Yürütmeyi Durdurma Kararı Verilebilmesinin Şartları

1. İşlemin Açıkça Hukuka Aykırı Olması

Mahkeme, işlemde açık bir hukuka aykırılık bulunup bulunmadığını inceler. Bu değerlendirme, işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları açısından yapılır.

  • Yetkisiz makam tarafından tesis edilen işlem,
  • Usulüne uygun savunma alınmadan verilen disiplin cezası,
  • Sebep unsuru hatalı olan işlemler,
    hukuka açıkça aykırı kabul edilir.

2. Telafisi Güç veya İmkânsız Zararın Varlığı

İdari işlemin uygulanması halinde, bireyin maruz kalacağı zararın sonradan giderilememesi gerekir. Örneğin:

  • Kamu görevlisinin haksız yere görevden uzaklaştırılması,
  • İmar ruhsatının iptaliyle inşaatın durdurulması,
  • Öğrencinin haksız yere okuldan uzaklaştırılması.

Bu durumlar, yürütmeyi durdurma kararı verilmesini haklı kılar.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Usulü

1. Talep Usulü

Yürütmeyi durdurma kararı kendiliğinden (re’sen) verilemez. Taraflardan birinin talepte bulunması gerekir. Talep, genellikle iptal davası dilekçesinde veya ayrıca sunulan bir dilekçeyle yapılır.

2. İnceleme Usulü

İYUK m.27/2’ye göre, yürütmeyi durdurma talepleri, öncelikle ve ivedilikle incelenir. Mahkeme, gerekirse idareden savunma istemeden de karar verebilir; ancak genellikle idarenin savunması alınır.

3. Kararın Gerekçeli Olması

Yürütmeyi durdurma kararı gerekçeli olmalıdır. Mahkeme, hangi sebeple karar verdiğini açıkça belirtmek zorundadır. Aksi halde, karar temyiz veya istinaf incelemesinde bozulabilir.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Etkileri

1. İdari İşlemin Uygulanmasının Durdurulması

Karar verildiği andan itibaren, idare işlemi uygulayamaz. İşlemin yürütülmesi askıya alınır ve idare, önceki durumu korumakla yükümlüdür.

2. Geriye Yürümeme İlkesi

Yürütmeyi durdurma kararı, geçmişte yapılan işlemleri ortadan kaldırmaz; yalnızca geleceğe yöneliktir. Ancak işlemin devam eden etkileri varsa, bu etkiler durdurulur.

3. İdarenin Yükümlülüğü

İdare, yürütmeyi durdurma kararını derhal uygulamak zorundadır. Uygulanmaması durumunda, Anayasa m.138 uyarınca yargı kararına uymayan kamu görevlileri hakkında disiplin ve cezai sorumluluk doğar.

“Yargı kararlarına uymamak, sadece idari değil, anayasal bir ihlaldir.”

Yürütmeyi Durdurma Kararına Karşı Kanun Yolları

1. İtiraz Yolu

İYUK m.27/7’ye göre, yürütmeyi durdurma kararlarına karşı itiraz edilebilir.

  • Karar idare mahkemesince verilmişse, itiraz mercii bölge idare mahkemesidir.
  • Karar bölge idare mahkemesince verilmişse, itiraz merci Danıştay’dır.

İtiraz süresi, kararın tebliğinden itibaren 7 gündür.

2. İtirazın Etkisi

İtiraz başvurusu, yürütmeyi durdurma kararının uygulanmasını durdurmaz. Karar, itiraz sonuçlanıncaya kadar yürürlükte kalır.

3. Temyiz Aşaması

Yürütmeyi durdurma kararları, nihai kararlar olmadığından doğrudan temyiz edilemez; ancak esas kararın temyizi sırasında denetlenebilir.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Kaldırılması

1. İdarenin Talebiyle

İdare, koşulların değiştiğini veya davacının iddialarının geçerliliğini yitirdiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep edebilir.

2. Davanın Reddiyle

Esas davanın reddedilmesi halinde yürütmeyi durdurma kararı kendiliğinden hükümsüz hale gelir.

3. Kararın Bozulmasıyla

Üst mahkeme (örneğin Bölge İdare Mahkemesi), yürütmeyi durdurma kararını kaldırabilir veya değiştirebilir.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Uygulanmaması ve Sonuçları

Yargı kararlarına uymamak, Anayasa m.138/son hükmü uyarınca suç teşkil eder. İdare, yürütmeyi durdurma kararını geciktirirse veya uygulamazsa:

  • İlgili kamu görevlileri hakkında disiplin soruşturması açılabilir,
  • Zarar gören kişi tazminat davası açabilir,
  • İdare aleyhine “yargı kararını uygulamama” gerekçesiyle yeni davalar gündeme gelebilir.
“Yürütmeyi durdurma kararı, sadece idari bir işlem değil, hukuk devleti ilkesinin sınavıdır.”

Yürütmeyi Durdurma Kararının Özellikleri

Geçicidir: Esas karar verilene kadar yürürlüktedir.

Kendiliğinden hükümsüz hale gelir: Dava reddedilirse karar ortadan kalkar.

İcra kabiliyeti vardır: İdare derhal uygulamak zorundadır.

Bağımsız bir dava değildir: İptal davası ile bağlantılıdır.

Uygulamada Sık Karşılaşılan Yürütmeyi Durdurma Örnekleri

  • Emekliye sevk işlemleri: Muadilleri arasında temyüz etmesine rağmen personelin kararname ile emekli edilmesi.
  • İmar işlemleri: Yıkım kararına karşı açılan davalarda telafisi güç zarar riski.
  • Eğitim işlemleri: Öğrencinin okuldan çıkarılması veya bursunun kesilmesi.
  • Disiplin cezaları: Açık hukuka aykırılıkla verilen cezaların askıya alınması.

Bu örnekler, yürütmeyi durdurma kararının bireyin temel haklarını koruma fonksiyonunu göstermektedir.

Sonuç: Yürütmeyi Durdurma, Hukuk Devletinin Güvencesidir

Yürütmeyi durdurma kurumu, bireyin idare karşısındaki korunma zırhıdır. Bu mekanizma, sadece davacıyı korumaz; aynı zamanda idarenin işlem tesis ederken hukuka uygun davranma zorunluluğunu da pekiştirir.

İdari yargının işlevi, yalnızca haksız işlemleri iptal etmek değil, bu işlemlerin doğurabileceği zararları önlemektir. Yürütmeyi durdurma kararı, bu yönüyle önleyici adaletin somut bir örneğidir.

“Hukuk devleti, zararı sonradan gidermekle değil, zararın doğmasını önlemekle anlam kazanır.”

Sonuç olarak, yürütmeyi durdurma kararı, hem bireysel menfaatleri hem de kamu düzenini koruyan dinamik bir denge unsurudur. Bu kurumun etkin uygulanması, adil yargılamanın ve hukukun üstünlüğünün vazgeçilmez bir gereğidir.